Sayfalar

4 Ocak 2012 Çarşamba

Manada iki fark : İnsanlık

Bir adam, doğru olmayan yollardan para kazanıp bu parayla da kendisine bir inek alır. Neden sonra yaptıklarından pişman olup, günahlarından bir nebzede olsun arınabilmek, hiç olmazsa iyi bir şey yapabilmek niyetiyle, ineği Hacı Bektaş Veli'nin dergahına, o zamanlar dergahlar aynı zamanlar aşevi işlevi de gördüğünden kurban olarak bağışlamak ister. 
  İneği nasıl kazandığını Hacı Bektaş Veli'ye uzun uzun anlatır. Adamı dinleyen Hacı Bektaş Veli kararını verir. 
'Uygun değildir. Kabul edemeyiz.' diye kurbanı geri çevirir. Bu cevaba canı çok sıkılan adam, 'Ne yapsam' diye düşünürken Konya'da bulunan Mevlana Celaleddin Rumi'ye gitmeye karar verir. Mevlevi dergahına varır ve durumu Mevlana Celaleddin Rumi'ye anlatır. Mevlana Celaleddin Rumi, adamı dinledikten sonra tereddüt bile etmeden hediyeyi kabul eder.Adam beklemediği bu cevap karşısında şaşırır, 'aynı şeyleri Hacı Bektaş Veli'ye de anlattım ama o kabul etmedi. Sen neden kabul ediyorsun ?' der Mevlana Celaleddin Rumi'ye. Mevlana Celaleddin Rumi der ki : 'Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. O öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama O kabul etmeyebilir.' der.
  Adam hediyesinin kabul edilmesinin sevincini yaşar ama şimdi de Hacı Bektaş Veli'nin kabul etmeyip Mevlana Celaleddin Rumi'nin kabul etmesi kafasını kurcalamaya başlamıştır. Hemen Hacı Bektaş Veli'nin dergahına geri döner ve Mevlana Celaleddin Rumi'nin kurbanı kabul ettiğini anlatır ve bunun sebebini sorar. Hacı Bektaş Veli de cevap olarak : 'Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana Celaleddin Rumi'nin gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.' der.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

dikkate alınmak istiyorsanız buraya yazdıklarınıza dikkat edin